Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Müdahiliz hâkim bey!
11 Mayısâta tekrar görüşülmeye başlanacak 12 Eylül darbesi dâvâsı için müdahillik başvuruları yapılmaya devam edilirken, âne kadar mağdur varmışâ sorusu akla geliyor.
12 Eylül darbecilerinden Evren ve Şahinkayaânın yargı önüne çıkarılması, birçok olaya el atan Beşiktaşâın taraftar grubu Çarşıâyı da harekete geçirmiş. âMüdahiliz Hâkim Bey!â başlığı ile dâvâya müdahil olduklarını söyleyen Çarşı grubunun bildirisinde âKardeşi kardeşe düşman edenlerden, babamı işten atanlardan, ablamı, ağabeyimi okuldan uzaklaştıranlardan, öğretmenimi sürgüne gönderenlerden, anaların yüreğine ateş düşürenlerden, kendi halkına işkence edenlerden, çocukları idam edenlerden, halkımıza demokrasiyi çok görenlerden, ülkemizi fakirleştirenlerden şikâyetçiyiz hâkim bey!â denilerek toplumsal bir mesaj verilmiş.
Bildirinin sporla ilgili bölümü ise, hayli ilginç. âAnkaragücüânü özel kanunla lige çıkartıp Beşiktaşâın şampiyonluğunu çalanlardan şikâyetçiyiz hâkim bey!â 12 Eylül darbecileri bu kadar müdahil karşısında epey suçlanıp, terleyeceklerdir.
Bu şikâyet konusunu merak edenlere aktaralım. Eylül darbecileri, hayatın her alanına olduğu gibi, futbola da zihniyetlerini yansıtmışlardı. Darbeyi yapan Kenan Evren, â1. Futbol Ligiânde başkentin mutlaka bir takımla temsil edilmesi gerektiğiniâ düşündüğünden, o sırada 2. Ligâe düşen Ankaragücüânün yeniden 1. Lige çıkabilmesi için özel kanun çıkarmıştı⦠Kanunda, âTürkiye Kupasıânı kazanan bir ekip hangi ligde olduğuna bakılmaksızın 1.Ligâe çıkartılacaktırâ hükmü yer aldı. İşte, bu yüzden, Beşiktaşâın taraftan grubu Çarşı da, 32 yıl sonra yargı önüne çıkarılan darbecilerden, futbola yaptıkları müdahaleler dolayısıyla, dâvâcı sıfatıyla dâvâya müdahil olmak istiyor.
* * *
MEĞER İNÖNÜ NEYMİŞ?
Dikkat etmişsinizdir. Aylardır, neredeyse her hafta siyasetteki üslûp bozukluğundan bahsediyorduk. Meclisâte grubu bulanan partilerin genel başkanlarının Salı günleri partilerinin grup toplantılarında söyledikleri sözler 3-4 gün ülkenin gündemini meşgul ederken, birçok mevzu da gözlerden kaçıyordu. Bir başka eleştirimiz de, bu konuşmaların millet arasındaki kutuplaşmaları körüklemesiyle ilgiliydi.
âBu hafta öyle olmadıâ¦â diye seviniyorduk.
Zira, Başbakan Çinâde, Bahçeli Avrupa ziyaretinde, Kılıçdaroğlu da CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberalâın annesi Medine Haberalâın cenaze töreninde olmasından dolayı, parti grupları toplanamayınca ârahat bir nefesâ almıştık. Bu hafta gündemi kimse belirlemeyecek, milletin gerçek gündemleri konuşulabilecek diye memnun olmuştuk.
Ama bu memnuniyetimiz adeta kursağımızda kaldı. Salı günü grubunu toplayamayan Kılıçdaroğlu konuşmasında, âİnönü camileri ahır yaptıâ diyen Erdoğanâa öyle bir cevap veriyor ki, gülelim mi, ağlayalım mı bilemedik.
İsmet İnönüânün 1944âte iki din kitabını yasakladığını kabul eden Kılıçdaroğlu, bunlardan birisinin Burdurlu Abidin Karaaslanâın yazdığı Türkçe Namaz Sûreleri isimli kitap olduğunu ve bu kitapta namazda okunan duâların eksik olduğu için yasaklandığını açıklamış.
Kılıçdaroğluânun bu sözünü duyunca gülümsedik (!) doğrusu. Türkçe ezanı bu ülkede zorunlu kılan kimdi? DP iktidara gelince, ilk icraat olarak ezanı aslına çevirmişti ve halkın büyük takdirini toplamıştı.
Kılıçdaroğlu bir de dedi ki, âİsmet İnönü dini siyasete alet etmeme konusunda son derece duyarlı bir insandı⦠İnönü, Kurâân âyetlerinde tahrifat yapan kitabı toplatmış. Bir hurafenin önüne geçmek istemişâ¦ â Acı acı gülün⦠Çünkü buna kargalar bile gülecektir.
* * *
TEST EDELİM Mİ?
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin yine öyle bir şey söyledi ki, şaşırmamak elde değil. Geçen günlerde bir konuşmasında duvardaki yazıyı okumak için sağa sola eğilen ve zar zor metni bitirebilen Şahin, dinleyenleri güldürmüştü. Ancak bir soru önergesine cevap verirken, söylediği cümle, kimseyi pek güldürecek cinsten olmadı.
Polis tarafından eylemlerde kullanılan göz yaşartıcı gazın insan sağlığı üzerinde kalıcı bir etkisinin olmadığını açıklayan bakan, bunun laboratuvar testleri sonucunda da ortaya çıktığını söyledi.
Bakan bunu açıklayınca da CHPâden cevap gecikmedi. Kılıçdaroğlu hükümete âbiber gazı hükümetiâ yakıştırmasını yaparken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, âBenim önerim gazın ne kadar zehirli olup olmadığı laboratuvarda değil, İçişleri Bakanı üzerinde test edilmelidirâ diye sert bir açıklamada bulundu ve Bakanın özür dilemesi gerektiğini söyledi. Peşinden Emniyet Genel Müdürlüğü de bir açıklama yaparak, âBu gazlar, kullanan personelimize bugüne kadar kalıcı bir zarar vermemiştirâ denilerek bakana destek çıkıldı.
Fakat, âgöz yaşartıcı gaz konusundaâ en ilginç karar da AİHMâden geldi. Bir başvuruyu değerlendiren mahkeme, göz yaşartıcı gazın hak ihlâli olduğuna karar verip Türkiyeâyi mahkûm etti.
Bu meselede kim haklı, kim haksız, buna millet karar verir; ama CHP bir maden buldu. Bunun üzerine çok gideceğe benziyorâ¦
Bizde müdahiliz...