Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Darbeler, âokullarda darbe dersiâ okutulduğu için yapılmadı ki!
Askerî okullardaki eğitimle ilgili 1 Mayıs 2012 tarihli yazımız, ilgililerin âdikkatâini çekmiş ve Genelkurmayâın açıklamasına sebep teşkil etmiş.
Bu bilgiyi de Hürriyetâdeki haberden öğreniyoruz. âBir haftada üçüncü açıklamaâ notuyla verilen âDarbe eğitimi vermiyoruzâ başlıklı haberin sonunda şöyle denilmiş:
âYeni Asya yazmıştı/ Yeni Asya Gazetesi yazarı Faruk Çakır, 1 Mayısâta yayımlanan âDarbeci yetiştiren sistemâ başlıklı yazısında âAskeri okullar niçin aynı şekilde gündeme gelip tartışılamıyor? İlköğretim ya da liselerde neler okutulduğunu az çok biliyoruz.
Konu askeri okullar olunca niçin aynı bilgilere ulaşılmıyor? Neticeye bakılırsa askeri okullar darbeyi âdoğruâ bulan bir anlayışla öğrencileri eğitiyorâ demişti. Bu yazı bazı internet sitelerinde kullanıldı ve televizyon programlarında yorumlandı.â (7 Mayıs 2012, Darbe eitimi vermiyoruz - Hrriyet Gndem)
Genelkurmay Başkanlığı, resmî web sitesinde (Genelkurmay Başkanlığı Resmi Kurumsal İnternet Sitesidir - Anasayfa - Turkish General Staff Official Web Site - Main Page) yayınladığı 6 Mayıs 2012 tarihli ve 10 maddeden oluşan âhaberâinde askerî okulların eğitim sistemi izah edilmeye çalışılmakta ve âMEB tarafından onaylanan ders çizelgeleri haricinde herhangi bir ders okutulmamaktadırâ denilmekte.
Peki biz ne demişiz? Neticeden, yani âdarbe geleneğiânden yola çıkarak askerî okullardaki eğitiminin sorgulanması, bu okullarda nelerin öğretildiğinin şeffaf bir şekilde açıklanmasını talep etmişiz.
Haklıyız, çünkü darbelere imza atanlar bu okullarda eğitim görmüş.
Bu okullarda eğitim alan öğrencilerin tamamının darbe yanlısı olduğunu söylemek elbette doğru olmaz. Fakat darbelere imza atanların da bu okullarda okuduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz.
Şu da var ki, darbecilerin yetiştirilmesi için illa âDarbe nasıl yapılır? Hükümet nasıl devrilir? İktidara nasıl el konulur?â başlıklı derslerin okutulması gerekmez.
Darbeci anlayış, bir zihniyet meselesidir. Her fırsatta sivil siyasetçileri eleştirmek, onları âVatanları satan kişilerâ olarak görmek, o yönde konuşmak, propaganda yapmak genç nesilleri âdarbe heveslisiâ haline getirir.
Mesela, 12 Eylül 1980 darbesine imza atan ekibin başındaki ismin, bütün Türkiyeâyi dolaşarak meydanlarda yaptığı konuşmalarda âSiyasetçiler tencereyi pisletti.
Türkiyeâyi uçuruma yuvarlıyorlardı. Biz de daha fazla bekleyemedik ve yönetime el koydukâ anlamındaki sözleri, askeri lise ve harp okullarında okuyan öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yapmıştır?
Şunu da unutmayalım ki, âMEB tarafından onaylanan ders çizelgeleri haricinde herhangi bir ders okutulmamaktadırâ beyanı pratikte bir anlam ifade etmez.
Şöyle düşünün: Milli Savunma Bakanlığının bütçesi TBMMâde konuşulup tartışılmazken, harcama kalemleri incelenmezken Milli Eğitim Bakanlığının âders çizelgesiânin bir anlamı olabilir mi? Dahası, MEBâin eğitim sistemi de pek çok yönüyle askerî bir mantığın ürünü değil mi?
Askerî okullarda okumadık, ama âaskerâlik yaptık. Dolayısı ile her asker gibi bizim de âaskerî eğitimâ hakkında az da olsa bilgimiz var.
Muhatap olduğumuz askerî okul mezunu âkomutanâlarımızın sivillere ve bilhassa siyasetçilere nasıl tepeden baktığının şahitleriyiz. Askerlik yapan hemen her sivilin bu hususta hatıraları vardı ve bunlar TSKânın açıklamasını değil, maalesef bizim tesbitimizi doğrular. Hürriyetâteki haberi okuyan bir arkadaşım anlattı. Kısa dönem askerlik yaparken, âkomutanâları onlara şöyle seslenmiş: âBiz bir başbakan, iki bakan sallandırmışız. Gerekirse aynısını yine yaparız!â
Son ilave: 28 Şubat sürecinin etkili bir komutanı, bir siyasetçiye afedersiniz, âOna söyleyin, yağlı kazığa oturturuzâ dememiş miydi?
Bu sözler elbette orduyu bağlamaz ve onlardan hareketle TSK suçlanamaz.
Ama Genelkurmayâın asıl reddedici açıklamaları bunlar için yapması ve çok daha önemlisi, darbeler için sıkı bir özeleştiri yapıp milletten özür dilemesi gerekir(di).
Faruk ÇAKIR